Kıyamet Suresi Arapça okunuşu
![Kıyamet Suresi - Arapça ve Türkçe Okunuşu 1 1 21](https://dinbilgisi.net/wp-content/uploads/2024/01/1-21.png)
![Kıyamet Suresi - Arapça ve Türkçe Okunuşu 2 2 21](https://dinbilgisi.net/wp-content/uploads/2024/01/2-21.png)
Kıyamet Suresi Arapça Dinle
Kıyamet Suresi Türkçe Okunuşu
Bismillâhirrahmânirrahîm.
- La uksimu bi yevmil kıyameti.
- Ve la uksimu bin nefsil levvameti.
- E yahsebul insanu ellen necmea ızamehu.
- Bela kadirine ala en nusevviye benanehu.
- Bel yuridul insanu li yefcure emamehu.
- Yes’elu eyyane yevmul kıyameti.
- Fe iza berikal basar(basaru).
- Ve hasefel kamer(kameru).
- Ve cumiaş şemsu vel kamer(kameru).
- Yekulul insanu yevme izin eynel meferr(meferru).
- Kella la vezer(vezere).
- İla rabbike yevme izinil mustekarr(mustekarru).
- Yunebbeul insanu yevme izin bima kaddeme ve ahhar(ahhara).
- Belil insanu ala nefsihi basiratun.
- Ve lev elka meazirahu.
- La tuharrik bihi lisaneke li ta’cele bihi.
- İnne aleyna cem’ahu ve kur’anehu.
- Fe iza kara’nahu fettebi’ kur’anehu.
- Summe inne aleyna beyanehu.
- Kella bel tuhıbbunel acilete.
- Ve tezerunel ahirate.
- Vucuhun yevme izin nadıratun.
- İla rabbiha naziratun.
- Ve vucuhun yevme izin basiratun.
- Tezunnu en yuf’ale biha fakıratun.
- Kella iza belegatit terakıye.
- Ve kile men rak(rakın).
- Ve zanne ennehul firak(firaku).
- Velteffetis saku bis sak(sakı).
- İla rabbike yevme izinil mesak(mesaku).
- Fe la saddeka ve la salla.
- Ve lakin kezzebe ve tevella.
- Summe zehebe ila ehlihi yetemetta.
- Evla leke fe evla.
- Summe evla leke fe evla.
- E yahsebul insanu en yutrake suda(sudan).
- E lem yeku nutfeten min meniyin yumna.
- Summe kane alakaten fe halaka fe sevva.
- Fe ceale minhuz zevceyniz zekera vel unsa.
- E leyse zalike bi kadirin ala en yuhyiyel mevta.
Kıyamet Suresi Türkçe Dinle
Kıyamet Suresi’nin Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
- Yemin ederim o kıyâmet gününe.
- Yemin ederim pişmanlık duyup dâimâ kendini kınayan nefse ki, siz mutlaka diriltilip hesâba çekileceksiniz!
- Ne o, yoksa insan kendisinin kemiklerini toplayıp bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor?
- Evet! Hem de özel çizgileriyle birlikte parmak uçlarına varıncaya kadar bizim onu yeniden yaratıp düzenlemeye gücümüz yeter.
- Fakat insan suç işleyip durmak için önündeki kıyâmeti inkâr etmek ister.
- Alay ederek: “Ne zamanmış o kıyâmet günü?” diye sorar.
- Korkudan gözlerin kamaşıp kararacağı,
- Ayın ışığının silinip gideceği,
- Güneşle ay bir araya getirileceği zaman:
- İnsan o gün: “Kaçacak yer neresi?” diyecek.
- Hayır! Kaçıp sığınacak hiçbir yer yoktur!
- O gün herkesin varıp duracağı yer, yalnız Rabbinin huzurudur!
- O gün insana yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geride bıraktığı her şey haber verilir.
- Artık insan kendi aleyhinde bir şâhit ve bir delildir;
- Kurtulmak için türlü türlü mazeretler ileri sürse de!
- Rasûlüm! Sana vahyedilen âyetleri hemen ezberleyip bellemek için dilini kıpırdatma.
- Çünkü onu senin kalbinde toplayıp ezberletmek de, onu dilinde akıtıp okutmak da bize aittir.
- Biz onu sana okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu tâkip et.
- Sonra onu açıklamak da elbette bize ait bir iştir.
- Hayır, hayır! Siz peşin olan dünya hayatını ve onun fânî nimetlerini çok seviyorsunuz.
- Âhireti ise bir kenara bırakıyorsunuz.
- Yüzler var, o gün mutluluktan ışıl ışıl parlayacak.
- Sonsuz bir huzur ve saâdet içinde Rablerinin cemâline bakacak.
- Yüzler de var, o gün asılacak, buruşacak.
- Çünkü kendisine, bel kemiklerini kıracak belâlı ve korkunç bir şeyin yapılacağını anlayacak.
- Hayır, hayır! Can köprücük kemiğine dayandığı,
- “Yok mu bunu iyileştirecek, şifa verip kurtaracak?” dendiği zaman,
- Can çekişen kişi, bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlayacak.
- Ölüm acısıyla kıvranıp, bacağı bacağına dolaşacak.
- İşte o gün Rabbine doğru ebedî yolculuk başlamış olacak.
- O kişi dünyada ne dini doğrular, ne de namaz kılardı.
- Tam tersine, dini yalanlar ve onun gereklerinden yüz çevirirdi.
- Üstelik yaptığıyla övünerek, çalımlı çalımlı dostlarının yanına giderdi.
- Yazıklar olsun sana! Helâk olasın!
- Sonra yazıklar olsun sana! Helâk olasın!
- İnsan, başıboş bırakılacağını ve yaptıklarından hesâba çekilmeyeceğini mi sanıyor?
- Yoksa o, başlangıçta akıtılan menîden bir damlacık nutfe değil miydi?
- Sonra rahim duvarına tutunmuş cenin hâlini aldı. Derken Allah ona güzel ve düzgün bir biçim verdi.
- Sonra da ondan erkek ve dişi eşler yarattı.
- Peki, bütün bunları yapan Allah’ın, ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?