1. Anasayfa
  2. KURAN-I KERİM

Ankebut Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu

Ankebut Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu
Ankebut Suresi Arapça ve Türkçe Okunuşu
0

Ankebut Suresi Arapça okunuşu

Ankebut Suresi Arapça Dinle

Ankebut Suresi Türkçe Okunuşu​

Bismillâhirrahmânirrahîm.

  1. Elif lam mim.
  2. E hasiben nasu en yutreku en yekulu amenna ve hum la yuftenun.
  3. Ve lekad fetennellezine min kablihim fe le ya’lemennellahullezine sadaku ve le ya’lemenel kazibin.
  4. Em hasibellezine ya’melunes seyyiati en yesbikuna, sae ma yahkumun.
  5. Men kane yercu likaallahi fe inne ecelallahi leat, ve huves semiul alim.
  6. Ve men cahede fe innema yucahidu li nefsih, innallahe le ganiyyun anil alemin.
  7. Vellezine amenu ve amilus salihati le nukeffiranne anhum seyyiatihim ve le necziyennehum ahsenellezi kanu ya’melun.
  8. Ve vassaynel insane bi valideyhi husna, ve in cahedake li tuşrike bi ma leyse leke bihi ilmun fe la tutı’huma, ileyye merciukum fe unebbiukum bima kuntum ta’melun.
  9. Vellezine amenu ve amilus salihati le nudhılennehum fis salihin.
  10. Ve minen nasi men yekulu amenna billahi fe iza uziye fillahi ceale fitneten nasi ke azabillah, ve le in cae nasrun min rabbike le yekulunne inna kunna meakum, e ve leysallahu bi a’leme bi ma fi suduril alemin.
  11. Ve le ya’lemennallahullezine amenu ve le ya’lemennel munafikin.
  12. Ve kalellezine keferu lillezine amenuttebiu sebilena velnahmil hatayakum, ve ma hum bi hamiline min hatayahum min şey’, innehum le kazibun.
  13. Ve le yahmilunne eskalehum ve eskalen mea eskalihim ve le yus’elunne yevmel kıyameti amma kanu yefterun.
  14. Ve lekad erselna nuhan ila kavmihi, fe lebise fihim elfe senetin illa hamsine ama, fe ehazehumut tufanu ve hum zalimun.
  15. Fe enceynahu ve ashabes sefineti ve cealna haayeten lil alemin.
  16. Ve ibrahime iz kale li kavmihi’budullahe vettekuh, zalikum hayrun lekum in kuntum ta’lemun.
  17. İnnema ta’budune min dunillahi evsanen ve tahlukune ifka, innellezine ta’budune min dunillahi la yemlikune lekum rızkan, febtegu indallahir rızka va’buduhu veşkuru leh, ileyhi turceun.
  18. Ve in tukezzibu fe kad kezzebe umemun min kablikum, ve ma aler resuli illel belagul mubin.
  19. E ve lem yerev keyfe yubdiullahul halka, summe yuiduh , inne zalike alallahi yesir.
  20. Kul siru fil ardı fanzuru keyfe bedeel halka, summallahu yunşiun neş’etel ahıreh, innallahe ala kulli şey’in kadir.
  21. Yuazzibu men yeşau ve yerhamu men yeşa’, ve ileyhi tuklebun.
  22. Ve ma entum bi mu’cizine fil ardı ve la fis semai ve ma lekum min dunillahi min veliyyin ve la nasir.
  23. Vellezine keferu bi ayatillahi ve likaihi ulaike yeisu min rahmeti ve ulaike lehum azabun elim.
  24. Fe ma kane cevabe kavmihi illa en kaluktuluhu ev harrýkuhu fe encahullahu minen nar, inne fi zalike le ayatin li kavmin yu’minun.
  25. Ve kale innemettehaztum min dunillahi evsanen meveddete beynikum fil hayatid dunya, summe yevmel kıyameti yekfuru ba’dukum bi ba’dın ve yel’anu ba’dukum ba’dan ve me’vakumun naru ve ma lekum min nasırin.
  26. Fe amene lehu lut ve kale inni muhacirun ila rabbi, innehu huvel azizul hakim.
  27. Ve vehebna lehu ishaka ve ya’kube ve cealna fi zurriyyetihin nubuvvete vel kitabe, ve ateynahu ecrehu fid dunya, ve innehu fil ahıreti le mines salihin.
  28. Ve lutan iz kale li kavmihi innekum le te’tunel fahışete ma sebekakum biha min ehadin minel alemin.
  29. E innekum le te’tuner ricale ve taktaunes sebile ve te’tune fi nadikumulmunker, fe ma kane cevabe kavmihi illa en kalu’tina bi azabillahi in kunte mines sadikin.
  30. Kale rabbinsurni alel kavmil mufsidin.
  31. Ve lemma caet rusuluna ibrahime bil buşra, kalu inna muhliku ehli hazihil karyeh, inne ehleha kanu zalimin.
  32. Kale inne fiha luta, kalu nahnu a’lemu bi men fiha le nunecciyennehu ve ehlehu illemreetehu kanet minel gabirin.
  33. Ve lemma en caet rusuluna lutan sie bihim ve daka bihim zer’an, ve kalu la tehaf ve la tahzen, inna muneccuke ve ehleke illemreeteke kanet minel gabirin.
  34. İnna munzilune ala ehli hazihil karyeti riczen mines semai bima kanu yefsukun.
  35. Ve lekad terekna minha ayeten beyyineten li kavmin ya’kılun.
  36. Ve ila medyene ehahum şuayben fe kale ya kavmi’budullahe vercul yevmel ahıre ve la ta’sev fil ardı mufsidin.
  37. Fe kezzebuhu fe ehazethumur recfetu fe asbehu fi darihim casimin.
  38. Ve aden ve semude ve kad tebeyyene lekum min mesakinihim, ve zeyyene lehumuş şeytanu a’malehum fe saddehum anis sebili ve kanu mustebsırin.
  39. Ve karune ve fir’avne ve hamane ve lekad caehum musa bil beyyinati festekberu fil ardı ve ma kanu sabikin.
  40. Fe kullen ehazna bi zenbih, fe minhum men erselna aleyhi hasıba, ve minhum men ehazethussayhah, ve minhum men hasefnabihil ard, ve minhum men agrakna, ve ma kanallahu li yazlimehum ve lakin kanu enfusehum yazlimun.
  41. Meselullezinettehazu min dunillahi evliyae ke meselil ankebut, ittehazet beyta ve inne evhenel buyuti le beytul ankebut, lev kanu ya’lemun.
  42. İnnallahe ya’lemu ma yed’une min dunihi min şey’, ve huvel azizul hakim.
  43. Ve tilkel emsalu nadribuha lin nas ve ma ya’kıluha illel alimun.
  44. Halakallahus semavati vel arda bil hakk, inne fi zalike le ayeten lil mu’minin.
  45. Utlu ma uhıye ileyke minel kitabi ve ekımıs salat, innes salate tenha anil fahşai vel munker, ve le zikrullahi ekber, vallahu ya’lemu ma tasneun.
  46. Ve la tucadilu ehlel kitabi illa billeti hiye ahsenu illellezine zalemu minhum ve kulu amenna billezi unzile ileyna ve unzile ileykum ve ilahuna ve ilahukum vahıdun ve nahnu lehu muslimun.
  47. Ve kezalike enzelna ileykel kitab, fellezine ateyna humul kitabe yu’minune bih, ve min haulai men yu’minu bih, ve ma yechadu bi ayatina illel kafirun.
  48. Ve ma kunte tetlu min kablihi min kitabin ve la tehuttuhu bi yeminike izen lertabel mubtılun.
  49. Bel huve ayatun beyyinatun fi sudurillezine utul ilm, ve ma yechadu bi ayatina illez zalimun.
  50. Ve kalu lev la unzile aleyhi ayatun min rabbih, kul innemel ayatu indallah, ve innema ene nezirun mubin.
  51. E ve lem yekfihim enna enzelna aleykel kitabe yutla aleyhim, inne fi zalike le rahmeten ve zikra li kavmin yu’minun.
  52. Kul kefa billahi beyni ve beynekum şehida, ya’lemu ma fis semavati vel ard, vellezine amenu bil batılı ve keferu billahi ulaike humul hasirun.
  53. Ve yesta’ciluneke bil azab, ve lev la ecelun musemmen le caehumul azab, ve le ye’tiyennehum bagteten ve hum la yeş’urun.
  54. Yesta’ciluneke bil azab, ve inne cehenneme le muhitatun bil kafirin.
  55. Yevme yagşahumul azabu min fevkıhim ve min tahti erculihim ve yekulu zuku ma kuntum ta’melun.
  56. Ya ıbadıyellezine amenu inne ardi vasiatun fe iyyaye fa’budun.
  57. Kullu nefsin zaikatul mevti summe ileyna turceun.
  58. Vellezine amenu ve amilus salihati le nubevviennehum minel cenneti gurafan tecrimin tahtihel enharu halidine fiha, ni’me ecrul amilin.
  59. Ellezine saberu ve ala rabbihim yetevekkelun.
  60. Ve keeyyin min dabbetin la tahmilu rızkaha allahu yerzukuha ve iyyakum ve huves semiul alim.
  61. Ve le in seeltehum men halakas semavati vel arda ve sehhareş şemse vel kamere le yekulunnallah, fe enna yu’fekun.
  62. Allahu yebsutur rızka li men yeşau min ibadihi ve yakdiru leh, innallahe bi kulli şey’in alim.
  63. Ve le in seeltehum men nezzele mines semai maen fe ahya bihil arda min ba’di mevtiha le yekulunnallah, kulil hamdu lillah, bel ekseruhum la ya’kılun.
  64. Ve ma hazihil hayatud dunya illa lehvun ve laib, ve inned darel ahırete le hiyel hayevan, lev kanu ya’lemun.
  65. Fe iza rakibu fil fulki deavullahe muhlisine lehud din, fe lemma neccahum ilel berri iza hum yuşrikun.
  66. Li yekfuru bima ateynahum ve li yetemettau, fe sevfe ya’lemun.
  67. E ve lem yerev enna cealna haramen aminen ve yutehattafun nasu min havlihim, e fe bil batılı yu’minune ve bi ni’metillahi yekfurun.
  68. Ve men azlemu mimmeniftera alallahi keziben ev kezzebe bil hakkı lemma caeh, e leyse fi cehenneme mesven lil kafirin.
  69. Vellezine cahedu fina le nehdiyennehum subulena ve innallahe le meal muhsinin.

Ankebut Suresi Türkçe Dinle

Ankebut Suresi’nin Anlamı

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Elif, Lam, Mim.
  2. İnsanlar: “İnandık! demeleriyle bırakılıp da imtihan edilmeyeceklerini mi sandılar?
  3. Andolsun ki, Biz onlardan öncekileri ne fitnelerle imtihan ettik. Yine Allah, elbette doğruluk gösterenleri bilecek ve elbette yalancıları da bilecektir.
  4. Yoksa kötülük yapanlar, bizden savuşup kurtulacaklarını mı sandılar? Ne fena hüküm veriyorlar!
  5. Her kim Allah’a kavuşmayı arzu ederse, elbette Allah’ın belirlediği ecel muhakkak gelecektir ve O, işitir, bilir.
  6. Cihad eden yalnızca kendi hesabına cihad eder; çünkü Allah, bütün alemlerden müstağnidir.
  7. Bununla birlikte iman edip iyi iyi işler yapanların kötülüklerini örter ve onlara elbette yaptıkları işlere karşılık daha güzelini veririz.
  8. Biz insana, anne babası hakkında iyilik tavsiye ettik. Eğer onlar, senin hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için uğraşırlarsa onları, dinleme! Dönüşünüz banadır ve Ben o zaman size yaptıklarınızı haber veririm.
  9. İman edip iyi iyi işler yapanları ise elbette iyiler arasına katacağız.
  10. İnsanlar arasında kimi de vardır ki, “Allah’a iman ettik.” der sonra da Allah uğrunda bir eziyete uğradığı zaman, insanların işkencesini Allah’ın azabı gibi tutar. Andolsun ki, Rabbinden bir yardım gelirse, “Kesinlikle Biz sizinle beraberdik.” diyeceklerinde şüphe yoktur. Acaba Allah, bütün insanların sinelerindekini en iyi bilen değil midir?
  11. Ve kesinlikle Allah, iman etmiş olanları herhalde bilecektir; münafıkları da bilecek elbette.
  12. Bir de küfredenler o iman etmiş olanlara: “Bizim yolumuza uyun, biz de sizin günahlarınızı yüklenelim!” dediler. Oysa onlar, onların günahlarından hiçbir şey yüklenecek değillerdir ve onlar kesinlikle yalancıdırlar.
  13. Gerçek şu ki, onlar mutlaka kendi ağırlıklarını ve o ağırlıklarıyla birlikte daha birçok ağırlıkları yüklenecekler, kesinlikle ettikleri iftiradan kıyamet gününde sorguya çekileceklerdir.
  14. Andolsun ki, Nuh’u kavmine gönderdik de içlerinde elli eksik bin (dokuz yüz elli) yıl kaldı, derken zulümlerini sürdürürlerken onları tufan yakalayıverdi.
  15. Sonunda onu ve gemi arkadaşlarını kurtardık ve o gemiyi alemlere bir ibret kıldık.
  16. İbrahim’i de (gönderdik). Hani o kavmine demişti ki: “Hep Allah’a ibadet edin ve O’ndan korkun; bu sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz.
  17. Siz Allah’ı bırakıp da sadece bir takım putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Haberiniz olsun ki, o sizin Allah’tan başka taptıklarınız size bir rızık verme gücüne sahip olamazlar; onun için rızkı Allah katında arayın ve O’na kulluk edip O’na şükredin! Hep döndürülüp O’na götürüleceksiniz!”
  18. Eğer siz yalanlarsanız, bilin ki, sizden önce bir takım milletler de yalanlamışlardı. Peygamberin görevi ise açık bir tebliğden ibarettir.
  19. Allah’ın yaratma işini başlangıçta nasıl yapıyor olduğunu, sonra da onu tekrar yapacağını görmediler mi? Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır.
  20. De ki: “Yeryüzünde bir gezinin de bakın O’nun yaratma işini başlangıçta nasıl yaptığına; sonra da Allah, neş’e-i uhra’yı (son yapışı) inşa edecektir.” Şüphesiz Allah, herşeye gücü yetendir.
  21. Dilediğine azap eder, dilediğine de rahmet eder. Hep O’na döndürüleceksiniz!
  22. Siz, ne yeryüzünde, ne de gökte (Allah’ı) aciz bırakacak değilsiniz ve size Allah’tan başka ne bir dost var, ne de bir yardımcı!
  23. Allah’ın ayetlerine ve O’na kavuşmaya inanmayanlar ise, hep onlar Benim rahmetimden ümidini kesmiş olanlardır ve onlara acı bir azap vardır.
  24. Onun için kavminin ona cevabı sadece şu oldu: “Öldürün onu veya yakın!” dediler. Allah da onu o ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanacak bir topluluk için ibretler vardır.
  25. İbrahim: “Siz, sadece dünya hayatında aranızda sevişmek için Allah’ı bırakıp bir takım putlara tutulmuşsunuz. Fakat kıyamet gününde birbirinize küfredecek ve birbirinizi lanetleyeceksiniz; varacağınız yer ateştir ve sizin için yardımcılardan eser de yoktur.”
  26. Bunun üzerine ona bir tek Lut iman etti. İbrahim de: “Ben Rabbime hicret edeceğim, şüphesiz ki O, güçlüdür, hikmet sahibidir.” dedi.
  27. Biz ona İshak ile Yakub’u da ihsan ettik, peygamberliği ve kitabı onun zürriyetinde kıldık, kendisine dünyada mükafatını verdik. Şüphesiz o, ahirette de iyilerdendir.
  28. Lut’u da (gönderdik). Hani o kavmine: “Siz gerçekten o çirkin işi yapıyorsunuz ha! Sizden önce hiçbir millet bu haltı etmedi!
  29. Siz, gerçekten erkeklere gidecek, yolu kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapıp duracak mısınız?” dediği zaman, kavminin cevabı ancak şöyle demeleri oldu: “Haydi, getir bize Allah’ ın azabını, eğer doğru söyleyenlerden isen!”
  30. Lut: “Ey Rabbim, ortalığı fesada veren bu topluluğa karşı bana yardım et!” dedi.
  31. Elçilerimiz İbrahim’e müjde ile vardıklarında: “Haberin olsun, biz bu memleketin halkını helak edeceğiz; çünkü onun halkı hep zalim oldular.” dediler.
  32. İbrahim: “Orada Lut var ama!” dedi. Onlar: “Biz, orada kimin bulunduğunu pekala biliriz. Muhakkak onu ve ailesini kurtaracağız; ancak karısı ötekilerden oldu.” dediler.
  33. Elçilerimiz Lut’a gelince, onlar yüzünden fenalaştı ve haklarında eli kolu daraldı (bağlandı). Onlar da: “Korkma ve kederlenme; seni ve aileni kurtaracağız; ancak karın ötekilerden oldu.
  34. Haberin olsun, biz bu memleket halkının yapmakta oldukları çirkince günahları yüzünden üzerlerine gökten korkunç bir azap indireceğiz.” dediler.
  35. Andolsun ki, Biz aklını kullanacak bir topluluk için oradan bir ibret tablosu bıraktık.
  36. Medyen’e de kardeşleri Şu’ayb’ı (gönderdik); vardı dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a ibadet edin de son güne ümit besleyin; bozgunculukla yeryüzünü berbat etmeyin!”
  37. Buna karşı onu yalanladılar. Derken, onları o sarsıntı tutuverdi de yurtlarında dizleri üstü çöke kaldılar.
  38. Ad ve Semud’a da (peygamberler gönderdik) ki, size bunlar, meskenlerinden belli olmaktadır. Şeytan, onlara yaptıklarını güzel göstermiş ve kendilerini yoldan çevirmişti; halbuki, gözleri açık adamlardılar.
  39. Karun’a Firavun’a ve Haman’a da (gönderdik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık delillerle geldi de onlar; o yerde kibirlenip kafa tuttular. Oysa, (azabın) önüne geçecek değillerdi.
  40. Özetle herbirini günahı ile yakaladık; kiminin başına bir taş yağdıran gönderdik, kimini korkunç bir ses alıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de boğduk. Allah onlara haksızlık etmiyordu. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.
  41. Allah’tan başka dostlara tutunanların durumu, kendisine bir yuva yapan örümcek örneği gibidir. Halbuki, evlerin en çürüğü de örümcek evidir, eğer bilselerdi.
  42. Allah, kesinlikle onların, kendisini bırakıp da hangi şeylere yalvardıklarını biliyor. Oysa güçlü O’dur, hikmet sahibi O.
  43. İşte bu misaller var ya, Biz onları insanlar için getiriyoruz; fakat onlara ilim sahiplerinden başkasının aklı ermez.
  44. Allah, o gökleri ve yeri (o yüksekleri ve aşağıyı) hak ile yaratmıştır. Kesinlikle bunda inananlar için bir ibret vardır.
  45. Sana vahyedilen Kitabı güzel güzel oku ve namazı kıl! Muhakkak sahih namaz edepsizlikten ve uygunsuzluktan alıkoyar. Muhakkak Allah’ı anmak en büyük iştir ve Allah, her ne işlerseniz bilir.
  46. Kitap ehli ile zulmedenleri bir yana ancak en iyi bir şekilde mücadele edin ve deyin ki: “Biz, hem bize indirilene iman ettik, hem size indirilene ve bizim ilahımız ile sizin ilahınız birdir. Ancak biz yalnız O’na teslim olmuşuzdur.”
  47. İşte sana (öncekileri tasdik eden) böyle bir kitap indirdik. O’nun için kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ederler. Şunlardan da ona iman edenler vardır. Bizim ayetlerimizi ancak kafirler inkar eder.
  48. Sen bundan önce kitap okur değildin, hala da elinle yazı yazmazsın; öyle olsaydı batıla uyanlar şüphelenebilirlerdi.
  49. Fakat o (Kur’an) kendilerine ilim verilmiş kimselerin sinelerinde parıldayan parlak ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak zalimler inkar eder.
  50. Nitekim “Ona Rabbinden mucizeler indirilse ya!” dediler. De ki: “O mucizeler hep Allah’ın katındadır. Ben ise sadece açık bir uyancıyım.”
  51. Karşılarında okunup duran Kitab’ı sana indirmemiz yetmedi mi onlara? Şüphesiz bunda iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve ilahi bir ihtar vardır.
  52. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O göklerde ve yerde ne varsa bilir. Batıla inanıp Allah’ı inkar edenler, işte zarara düşenler hep onlardır.
  53. Bir de senden acele azap istiyorlar; eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, o azap onlara muhakkak gelmişti; ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmayarak (bilincine varmadan) ansızın gelecek!
  54. Senden acele azap istiyorlar, oysa cehennem kafirleri kuşatıp duruyor.
  55. O gün ki, azap onları hem üstlerinden, hem ayakları altından saracak da: “Tadın bakalım neler yapıyordunuz.” buyuracak.
  56. Ey Benim iman eden kullarım! Haberiniz olsun ki, Benim arzım geniştir, o halde Bana ibadet edin o halde Bana!
  57. Her can ölümü tadacaktır. Sonra döndürülüp Bize getirileceksiniz.
  58. İman edip iyi iyi işler yapmış olanları elbette onları cennetin altlarından ırmaklar akan köşklerine yerleştireceğiz, o halde orada ebedi kalacaklardır. Ne güzeldir mükafatı o iş görenlerin
  59. Ki, sabretmişlerdir ve yalnız Rablerine dayanırlar.
  60. Nice hayvanlar var ki, rızkını (yanında) taşıyamaz; Allah onlara da rızık veriyor, size de! O herşeyi işitendir, bilendir.
  61. Andolsun ki, onlara: “Gökleri ve yeri yaratıp, güneş ve ayı emri altında tutan kimdir?” diye sorsan elbette şüphesiz “Allah” derler. O halde nasıl haktan çevriliyorlar?
  62. Allah kullarından dilediğine rızkı serer de ona kısar da. Şüphesiz Allah herşeyi bilendir.
  63. Andolsun ki yine onlara: “Gökten azar azar su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzüne hayat veren kimdir?” diye sorsan elbette şüphesiz “Allah” diyecekler. De ki: “Hamd Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu aklı ermezlerdir.
  64. Bu dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan ibarettir. Gerçekten son yurt, işte öz hayat odur. Keşke bilselerdi.
  65. Baksana gemiye bindiklerinde dini Allah’a has kılarak O’na ihlasla dua ederler. Derken kendilerini karaya çıkardı mı derhal (Allah’a) ortak koşmaya koyulurlar;
  66. Kendilerine verdiğimiz nimete nankörlük etsinler ve hayattan zevk alsınlar diye! Fakat ileride bilirler.
  67. Bizim (Mekke’yi) güven içinde kudsi bir yer yaptığımızı görmediler mi? Oysa çevresindeki insanlar çarpılıp kapılıyor, artık batıla inanıyorlar da Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
  68. Allah’a karşı yalan uyduran yahut gerçek kendisine gelince yalan diyen kimseden daha zalim kim olabilir? Kafirlerin yeri sadece cehennem değil midir?
  69. Bizim uğrumuzda cihad edenlere gelince, elbette Biz onlara (Bize ulaştıran) yollarımızı gösteririz. Şüphesiz ki Allah, her zaman iyi davrananlarla beraberdir.
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir