1. Anasayfa
  2. KURAN-I KERİM

Rum Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu

Rum Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu
Rum Suresi Arapça ve Türkçe Okunuşu
0

Rum Suresi Arapça okunuşu

Rum Suresi Arapça Dinle

Rum Suresi Türkçe Okunuşu​

Bismillâhirrahmânirrahîm.

  1. Elif lam mim.
  2. Gulibetir rum.
  3. Fi ednel ardı ve hum min ba’di galebihim se yaglibun.
  4. Fi bıd’ı sinin, lillahil emru min kablu ve min ba’d, ve yevme izin yefrahul mu’minun.
  5. Bi nasrillah, yansuru men yeşa’, ve huvel azizur rahim.
  6. Va’dallah, la yuhlifullahu va’dehu ve lakinne ekseren nasi la ya’lemun.
  7. Ya’lemune zahiren minel hayatid dunya, ve hum anil ahıreti hum gafilun.
  8. E ve lem yetefekkeru fi enfusihim, ma halakallahus semavati vel arda ve ma beynehuma illa bil hakkı ve ecelin musemma ve inne kesiran minen nasi bi likai rabbihim le kafirun.
  9. E ve lem yesiru fil ardı fe yenzuru keyfe kane akıbetullezine min kablihim, kanu eşedde minhum kuvveten, ve esarul arda ve ameruha eksera mimma ameruha ve caethum rusuluhum bil beyyinat, fe ma kanallahu li yazlimehum ve lakin kanu enfusehum yazlimun.
  10. Summe kane akıbetellezine esaus sua en kezzebu bi ayatillahi ve kanu biha yestehziun.
  11. Allahu yebdeul halka summe yuiduhu summe ileyhi turceun.
  12. Ve yevme tekumus saatu yublisul mucrimun.
  13. Ve lem yekun lehum min şurekaihim şufeau ve kanu bi şurekaihim kafirin.
  14. Ve yevme tekumus saatu yevmeizin yeteferrakun.
  15. Fe emmellezine amenu ve amilus salihati fe hum fi ravdatin yuhberun.
  16. Ve emmellezine keferu ve kezzebu bi ayatina ve likail ahıreti fe ulaike fil azabi muhdarun.
  17. Fe subhanallahi hine tumsune ve hine tusbıhun.
  18. Ve lehul hamdu fis semavati vel ardı ve aşiyyen ve hine tuzhırun.
  19. Yuhricul hayye minel meyyiti ve yuhricul meyyite minel hayyi ve yuhyil arda ba’de mevtiha, ve kezalike tuhrecun.
  20. Ve min ayatihi en halakakum min turabin summe iza entum beşerun tenteşirun.
  21. Ve min ayatihi en halaka lekum min enfusikum ezvacen li teskunu ileyha ve ceale beynekum meveddeten ve rahmeh, inne fi zalike le ayatin li kavmin yetefekkerun.
  22. Ve min ayatihi halkus semavati vel ardı vahtilafu elsinetikum ve elvanikum, inne fi zalike le ayatin lil alimin.
  23. Ve min ayatihi menamukum bil leyli ven nehari vebtigaukum min fadlih, inne fi zalike le ayatin li kavmin yesmeun.
  24. Ve min ayatihi yurikumul berka havfen ve tamaan, ve yunezzilu mines semai maen fe yuhyi bihil arda ba’de mevtiha, inne fi zalike le ayatin li kavmin ya’kılun.
  25. Ve min ayatihi en tekumes semau vel ardu bi emrih, summe iza deakum da’veten minel ardı iza entum tahrucun.
  26. Ve lehu men fis semavati vel ard, kullun lehu kanitun.
  27. Ve huvellezi yebdeul halka summe yuiduhu, ve huve ehvenu aleyh, ve lehul meselul a’la fis semavati vel ard, ve huvel azizul hakim.
  28. : Darabe lekum meselen min enfusikum, hel lekum min ma meleket eymanukum min şurekae fi ma rezaknakum fe entum fihi sevaun tehafunehum ke hifetikum enfusekum, kezalike nufassılul ayati li kavmin ya’kılun.
  29. Belittebeallezine zalemu ehvaehum bi gayri ilm, fe men yehdi men edallallah, ve ma lehum min nasırin.
  30. Fe ekim vecheke lid dini hanifa, fıtratallahilleti fataran nase aleyha, la tebdile li halkıllah, zaliked dinul kayyimu ve lakinne ekseren nasi la ya’lemun.
  31. Munibine ileyhi vettekuhu ve ekimus salate ve la tekunu minel muşrikin.
  32. Minellezine ferraku dinehum ve kanu şiyea, kullu hızbin bima ledeyhim ferihun.
  33. Ve iza messen nase durrun deav rabbehum munibine ileyhi summe iza ezakahum minhu rahmeten iza ferikun minhum bi rabbihim yuşrikun.
  34. Li yekfuru bima ateynahum, fe temetteu fe sevfe ta’lemun.
  35. Em enzelna aleyhim sultanen fe huve yetekellemu bima kanu bihi yuşrikun.
  36. Ve iza ezaknen nase rahmeten ferihu biha, ve in tusıbhum seyyietun bima kaddemet eydihim iza hum yaknetun.
  37. EE ve lem yerev ennellahe yebsutur rızka li men yeşau ve yakdir, inne fi zalike le ayatin li kavmin yu’minun.
  38. Fe ati zel kurba hakkahu vel miskine vebnes sebil, zalike hayrun lillezine yuridune vechallahi ve ulaike humul muflihun.
  39. Ve ma ateytum min riben li yerbuve fi emvalin nasi fe la yerbu indallah, ve ma ateytum min zekatin turidune vechallahi fe ulaike humul mud’ıfun.
  40. Allahullezi halakakum summe rezekakum summe yumitukum summe yuhyikum, hel min şurekaikum men yef’alu min zalikum min şey’, subhanehu ve teala amma yuşrikun.
  41. Zaharel fesadu fil berri vel bahri bima kesebet eydin nasi, li yuzikahum ba’dallezi amilu leallehum yerciun.
  42. Kul siru fil ardı fenzuru keyfe kane akıbetullezine min kabl, kane ekseruhum muşrikin.
  43. Fe ekim vecheke lid dinil kayyimi min kabli en ye’tiye yevmun la meredde lehu minallahi yevmeizin yassaddeun.
  44. Men kefere fe aleyhi kufruh, ve men amile salihan fe li enfusihim yemhedun.
  45. Li yecziyellezine amenu ve amilus salihati min fadlih, innehu la yuhıbbul kafirin.
  46. Ve min ayatihi en yursiler riyaha mubeşşiratin ve li yuzikakum min rahmetihi ve li tecriyel fulku bi emrihi ve li tebtegu min fadlihi ve leallekum teşkurun.
  47. Ve lekad erselna min kablike rusulen ila kavmihim fe cauhum bil beyyinati fentekamna minellezine ecramu, ve kane hakkan aleyna nasrul mu’minin.
  48. Allahullezi yursilur riyaha fe tusiru sehaben fe yebsutuhu fis semai keyfe yeşau ve yec’aluhu kisefen fe terel vedka yahrucu min hılalih, fe iza esabe bihi men yeşau min ibadihi iza hum yestebşirun.
  49. Ve in kanu min kabli en yunezzele aleyhim min kablihi le mublisin.
  50. Fenzur ila asari rahmetillahi keyfe yuhyil arda ba’de mevtiha, inne zalike le muhyil mevta, ve huve ala kulli şey’in kadir.
  51. Ve le in erselna rihan fe raevhu musfarran le zallu min ba’dihi yekfurun.
  52. Fe inneke la tusmiul mevta ve la tusmius summed duae iza vellev mudbirin.
  53. Ve ma ente bi hadil umyi an dalaletihim, in tusmiu illa men yu’minu bi ayatina fe hum muslimun.
  54. Allahullezi halakakum min da’fin summe ceale min ba’di da’fin kuvveten summe ceale min ba’di kuvvetin da’fen ve şeybeh, yahluku ma yeşau, ve huvel alimul kadir.
  55. Ve yevme tekumus saatu yuksimul mucrimune ma lebisu gayra saah, kezalike kanu yu’fekun.
  56. Ve kalellezine utul ilme vel imane lekad lebistum fi kitabillahi ila yevmil ba’si fe haza yevmul ba’si ve lakinnekum kuntum la ta’lemun.
  57. Fe yevmeizin la yenfeullezine zalemu ma’ziratuhum ve la hum yusta’tebun.
  58. Ve lekad darebna lin nasi fi hazel kur’ani min kulli mesel, ve le in ci’tehum bi ayetin le yekulennellezine keferu in entum illa mubtılun.
  59. Kezalike yatbaullahu ala kulubillezine la ya’lemun.
  60. Fasbir inne va’dallahi hakkun ve la yestahıffennekellezine la yukınun.

Rum Suresi Türkçe Dinle

Rum Suresi’nin Anlamı

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Elif, Lam, Mim.
  2. Rumlar yenildi,
  3. yeryüzünün yakınında; ama onlar bu yenilgilerinin arkasından muhakkak üstün geleceklerdir,
  4. bir kaç yıl içinde; önünde de sonunda da emir Allah’ındır ve o gün müminler Allah’ın yardımıyla sevineceklerdir.
  5. O kimi dilerse muzaffer kılar ve güçlü O’dur, merhametli O’dur.
  6. Bu Allah’ın va’didir. Allah sözünden caymaz. Fakat insanların çoğu bilmezler.
  7. Onlar, bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler; ahiretten ise hep gafildirler.
  8. Vicdanlarında bir düşünmediler mi? Allah gökleri ve yeri ve ikisi arasındaki şeyleri gerçeğe uygun ve belirli bir süre için yaratmıştır. Bununla beraber insanlardan bir çoğu Rablerine kavuşmayı inkar ederler.
  9. Yeryüzünde gezip bir bakmadılar mı ki kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuştur. Onlar kendilerinden daha güçlü idiler, yeri aktarmışlar ve onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara açık deliller ile gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
  10. Sonra o fenalık yapanların sonu en fenası oldu. Çünkü Allah’ın ayetlerini yalanladılar ve onlarla eğleniyorlardı.
  11. Allah yaratmayı ilkin yapar, sonra da çevirir onu yeniden yapar; sonra hep döndürülüp O’na götürüleceksiniz.
  12. O kıyamet çattığı gün, suçlular bütün ümitlerini kaybederler.
  13. Ortak koştuklarından kendilerine şefaat edenler de bulunmaz. Ortaklarını da inkar etmişlerdir.
  14. O kıyamet çattığı gün (insanlar birbirinden) ayrılırlar.
  15. İman edip iyi işler yapmış olanlara gelince o zaman bir bahçede neşelenirler.
  16. Ayetlerimize ve ahiret buluşmasına yalan deyip de küfredenlere gelince, işte bunlar o zaman azap içinde huzura celbedilirler.
  17. O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da Allah’ı tesbih edin.
  18. Göklerde ve yerde, ikindileyin ve öğleye erdiğiniz zaman da hamd O’na mahsustur.
  19. O ölüden diri çıkarır diriden de ölü çıkarır ve toprağa ölümünden sonra hayat verir. Sizler de işte öyle çıkarılacaksınız.
  20. Yine O’nun sizi topraktan yaratması (yüce kudretine delalet eden) ayetlerindendir ki, sonra da siz şimdi bir beşersiniz, yayılıp duruyorsunuz.
  21. Yine sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve bir esirgeme yapması da O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için ibretler vardır.
  22. Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve benizlerinizin farklı oluşu da O’nun ayetlerindendir. Şüphe yok ki, bunda ilim sahipleri için ayetler vardır.
  23. Yine gecede, gündüzde uyumanız ve lütfundan nasip aramanız da (O’nun) ayetlerindendir. Şüphe yok ki, bunda işiten bir toplum için ayetler vardır.
  24. Yine size hem korku ve hem de ümit için şimşeği göstermesi ve gökten bir su indirip de onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat vermesi, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda aklını çalıştıran bir toplum için ayetler vardır.
  25. Yine göğün ve yerin O’nun emriyle durması da O’nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir çağırış çağırdığı zaman siz hemen yerden çıkarsınız.
  26. Göklerde ve yerde kim varsa hepsi Onundur. Hepsi O’na divan durmaktadır.
  27. Hem kainatı ilkin yaratan O’dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O’dur ki, bu O’na daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüksek şan ve şeref O’nundur. Çok güçlü olan O’dur, hikmet sahibi olan O’dur.
  28. (Allah) size kendinizden bir misal verdi: Hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte düşünecek bir toplum için ayetleri böyle ayırdediyoruz.
  29. Fakat zulmedenler bilgisizce heveslerine uydular. Artık Allah’ın şaşırttığını kim yola getirebilir? Onlara yardımcılardan eser de yoktur!
  30. O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, Allah’ ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına. Allah’ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
  31. Başkasından geçerek hep O’na gönül verin. O’na (sığınıp) korunun. Namaza devam edin de müşriklerden olmayın;
  32. Onlardan (olmayın) ki, dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.
  33. Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu zaman herşeyden geçerek Rablerine yalvarır, dua ederler; sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onlardan bir kısmı tutar, o Rablerine ortak koşarlar,
  34. kendilerine verdiğimiz nimete nankörlük etsinler diye. Haydi, zevkinizi sürün bakalım, yarın bileceksiniz!
  35. Yoksa Biz onlara bir buyruk indirmişiz de ona ortak koşmalarını o mu söylüyor?
  36. Bir de Biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar; ellerinin yaptığı birşey sebebiyle başlarına bir kötülük gelince de (hemen) her ümidi kesiveriyorlar.
  37. Allah’ın dilediğine rızkı hem serip hem sıktığını görmediler mi! Şüphesiz bunda iman edecek bir kavim için ayetler vardır.
  38. O halde yakınlığı olana da hakkını ver, yoksula da yolcuya da… Allah’ın yüzünü isteyenler için o daha hayırlıdır; kurtuluşa erenler de işte onlardır.
  39. İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz faiz, Allah katında artmaz. Allah’ın yüzünü dileyerek verdiğiniz zekat ise, katlayanlar (kat kat artıranlar) işte onlardır.
  40. Allah O’dur ki sizi yarattı, sonra da size rızık verdi; sonra sizi öldürür; sonra sizi diriltir. Hiç sizin ortak koştuklarınızdan, bunlardan birini yapacak var mı? Çok münezzeh ve çok yücedir O, onların koştukları ortaklardan.
  41. İnsanların kendi ellerinin kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat meydana geldi (ki Allah) yaptıklarının bazısını kendilerine tattırsın ki vazgeçsinler.
  42. De ki: “Yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin akibeti nasıl olmuş? Onların çoğu (Allah’a) ortak koşarlardı.”
  43. (Böyle) söyle de yüzünü Allah’tan geri çevirilmesine hiçbir çare olmayan bir gün gelmeden önce o doğru ve değişmez dine tut; o gün (gelince insanlar birbirlerinden) ayrılırlar.
  44. Her kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhinedir; kim de iyi amel işlerse sadece kendileri için döşemiş olurlar.
  45. Çünkü iman edip de iyi iyi işler yapanlara lütfundan mükafat verecektir. Çünkü O, kafirleri sevmez.
  46. Rahmetinden size tattırmak, emriyle gemiler aksın, lütfundan arayıp kazanmanız için ve belki, şükredersiniz diye, rüzgarları müjdeleyiciler olarak göndermesi de O’nun ayetlerindendir.
  47. Andolsun ki, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım ise üzerimizde bir hak oldu.
  48. Allah O’dur ki, rüzgarları gönderir de bir bulut savururlar. Derken onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle serer, parça parça da eder. Derken aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Derken onu kullarından kimlere diliyorsa döküverdi mi derhal yüzleri gülüverir,
  49. her ne kadar yağmur kendilerine indirilmeden önce ümitsizlik içinde idiyseler de.
  50. Şimdi bak Allah’ın rahmetinin eserlerine! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki, O mutlaka ölüleri diriltir. Daha da her şeye gücü yetendir O!
  51. Andolsun ki, bir rüzgar göndersek de onun bitkilerinin sararmış olduğunu görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar.
  52. Çünkü sen ölülere işittiremezsin. O daveti arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.
  53. Körleri de sapıklıktan doğru yola çıkaramazsın; sen ancak ayetlerimize iman edeceklere duyurabilirsin de onlar İslam’a gelir, selameti bulurlar.
  54. Allah o herşeye gücü yeten ki, sizi bir güçsüzden yaratmakta; sonra güçsüzlüğün arkasından kuvvet vermekte; sonra da kuvvetin arkasından güçsüz ve ihtiyar yapmaktadır. Dilediğini yaratıyor; O, öyle herşeyi bilen, herşeye gücü yetendir.
  55. Vaktin gelip kıyametin koptuğu gün suçlular, (dünyada) bir saatten fazla durmadıklarına yemin ederler. Önce de böyle (haktan) çevriliyorlardı.
  56. Kendilerine ilim ve iman verilenler de derler ki: “Andolsun ki, Allah’ın kitabınca dirilme gününe kadar kaldınız, işte bu dirilme günüdür; fakat siz bilmezler grubuydunuz!”
  57. Artık o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermez ve dertlerinin çaresine bakılmaz.
  58. Andolsun ki bu Kur’an’da her çeşit misaller getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara başka bir ayet de getirsen o küfredenler yine diyecekler ki: “Siz muptilsiniz (olmayanı gerçek gibi gösteren kimselersiniz)!”
  59. İlmin kadrini bilmeyenlerin kalplerini Allah böyle mühürler.
  60. Şimdi sen sabret. Çünkü Allah’ın va’di mutlaka haktır. Ve sakın kesin imanı olmayanlar seni hafifliğe sevketmesin!
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir