1. Anasayfa
  2. KURAN-I KERİM

Necm Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu

Necm Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu
Necm Suresi Arapça ve Türkçe Okunuşu
0

Necm Suresi Arapça okunuşu​

Necm Suresi Arapça Dinle

Necm Suresi Türkçe Okunuşu​

Bismillâhirrahmânirrahîm.

  1. Ven necmi iza heva
  2. Ma dalle sahıbukum ve ma ğava
  3. Ve ma yentıku anil heva
  4. İn huve illa vahyuy yuha
  5. Allemehu şedidul kuva
  6. Zu mirrah festeva
  7. Ve huve bil ufukıl a’la
  8. Summe dena fe tedella
  9. Fe kane kabe kavseyni ev edna
  10. Fe evha ila abdihi ma evha
  11. Ma kezebel fuadu ma raa
  12. Efe tumarunehu ala ma yera
  13. Ve le kad raahu nezleten uhra
  14. Inde sidratil munteha
  15. Indeha cennetul me’va
  16. İz yağşes sidrate ma yağşa
  17. Ma zağal besaru ve ma tağa
  18. Le kad raa min ayati rabbihil kubra
  19. E fe raeytumul late vel uzza
  20. Ve menates salisetel uhra
  21. E lekumuz zekeru ve lehul unsa
  22. Tilke izen kısmetun dıyza
  23. İn hiye illa esmaun semmeytumuh entum ve abaukum ma enzelellahu biha min sultan iy yettebiune illaz zane ve ma tehvel enfus ve le kad caehum mir rabbihimul huda
  24. Em lil insani ma temenna
  25. Fe lillahil ahıratu ve ula
  26. Ve kem mim melekin fis semavati la tuğni şefaatuhum şey’en illa mim ba’di ey ye’zenellahu li mey yeşau ve yerda
  27. İnnellezine la yu’minune bil ahırati le yusemmunel melaiket tesmiyetel unsa
  28. Ve ma lehum bihi mim ılm iy yettebiune illez zann ve innez zanne la yuğni minel hakkı şey’a
  29. Fe a’rıd am men tevella an zikrina ve lem yurid illel hayated dunya
  30. Zalike mebleğuhum minel ılm inne rabbeke huve a’lemu bi men alle an sebilihi ve huve a’lemu bi menihteda
  31. Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil erdı li yecziyellezine esau bima amilu ve yecziyellezine ahsenu bil husna
  32. Ellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahışe illel lemem inne rabbeke vasiul mağfirah huve a’lemu bi kum iz enşeekum minel erdı ve iz entum ecinnetun fi butuni ummehatikum fe la tuzekku enfusekum huve a’lemu bi menitteka
  33. E fe raeytellezi tevella
  34. Ve a’ta kalilev ve ekda
  35. Eındehu ılmul ğaybi fe huve yera
  36. Em lem yunebbe’ bima fi suhufi musa
  37. Ve ibrahimellezi veffa
  38. Ella teziru vaziratuv vizra uhra
  39. Ve el leyse lil insani illa ma sea
  40. Ve enne sa’yehu sevfe yura
  41. Summe yuczahul cezael evfa
  42. Ve enne ila rabbikel munteha
  43. Ve ennehu huve adhake ve ebka
  44. Ve ennehu huve emate ve ahya
  45. Ve ennehu halekaz zevceyniz zekara vel unsa
  46. Min nutfetin iza tumna
  47. Ve enne aleyhin neş’etel uhra
  48. Ve ennehu huve ağna ve akna
  49. Ve ennehu huve rabbuş şı’ra
  50. Ve ennehu ehleke adenil ula
  51. Ve semude fema ebka
  52. Ve kavme nuhım min kabl innehum kanu hum azleme ve atğa
  53. Vel mu’tefikete ehva
  54. Fe ğaşşaha ma ğaşşa
  55. Fe bi eyyi alai rabbike tetemara
  56. Haza nezirum minen nuzuril ula
  57. Ezifetil azifeh
  58. Leyse leha min dunillahi kaşifeh
  59. E fe min hazel hadisi ta’cebun
  60. Ve tadhakune ve la tebkun
  61. Ve entum samidun
  62. Fescudu lillahi va’budu

Necm Suresi Türkçe Dinle

Necm Suresi’nin Anlamı

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. İnmekte olan yıldıza yemin olsun ki,
  2. Arkadaşınız Muhammed, doğru yoldan sapmadı, bâtıla da inanmadı.
  3. O asla kendi arzu ve hevesine göre konuşmaz.
  4. Onun bildirdikleri, kendisine Allah tarafından gelen vahiyden başka bir şey değildir.
  5. Ona bu sözleri olağanüstü güçlü, muazzam kuvvetlerin sahibi Cebrâil öğretti.
  6. Üstün melekeler, akıl ve kemâl sahibi… Cebrâil, Peygamber’e vahyi getirdiğinde hemen kendi aslî sûretine girip doğruldu.
  7. O esnâda ufkun en yüksek, en uç noktasında idi.
  8. Sonra Peygamber’e doğru yaklaştı, yaklaştı; iyice sarktı.
  9. Öyle ki araları yayın iki ucu arası kadar veya daha az kaldı.
  10. Böylece kuluna vahyetmeyi dilediği her şeyi vahyetti.
  11. Peygamber’in gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı.
  12. Şimdi ey inkârcılar! Onun açık ve net olarak gördükleri konusunda hâlâ şüphe edip onunla tartışmaya mı kalkışıyorsunuz?
  13. Yemin olsun ki Peygamber onu bir başka inişinde de gördü.
  14. Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında.
  15. Onun yanında da Me’vâ Cenneti vardır.
  16. O an Sidre’yi bürüyen bürüyordu.
  17. Peygamber bunları görürken gözleri ne kaydı, ne de sınırı aştı.
  18. Yemin olsun ki o, Rabbinin varlığını ve sonsuz kudretini gösteren en büyük delillerden bir kısmını gördü.
  19. Hiç düşündünüz mü niçin taptığınızı Lât ve Uzza’ya.
  20. Üçüncü olarak da öteki put Menât’a?
  21. Demek, erkek çocuklar sizin, dişiler de Allah’ın, öyle mi?
  22. Şu halde bu, gerçekten çok insafsızca bir bölüştürme!
  23. Aslında bu putlar, sizin ve atalarınızın uydurduğu bir takım kuru isimlerden, gerçekliği olmayan boş lafızlardan ibarettir. Allah onların ilâhlığı hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Dolayısıyla bunlara tapanlar, başka şeye değil sadece kuruntuya ve nefislerinin arzularına uymuş olurlar. Halbuki onlara Rableri tarafından doğru yol rehberi olan Kur’an ve Peygamber de gelmiş bulunmaktadır.
  24. Yoksa insan, arzuladığı her şeye sahip olacağını mı sanıyor?
  25. Hayır! Gerçek böyle değildir! Âhiretin de dünyanın da mutlak sahibi ve hâkimi Allah’tır. Kimse O’nun hükmüne karışamaz ve kime neyi vereceğini yalnız O takdir eder.
  26. Göklerde nice melekler vardır ki; onların şefaatleri, Allah’ın şefaat edilmesini dilediği ve râzı olduğu kullarının hâricinde kimseye fayda sağlamaz.
  27. Âhirete inanmayanlar meleklere dişi isimler takıyorlar.
  28. Oysa onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece asılsız bir kuruntunun peşine düşmüş gidiyorlar. Halbuki kuruntu, gerçek karşısında hiçbir şey ifade etmez.
  29. O halde Rasûlüm, bizim zikrimizden yüz çeviren ve dünya hayatını yegâne gâye edinenleri sen de bir tarafa bırak!
  30. Onların ulaşabildikleri bilgi seviyesi ancak bu kadardır. Bu yüzden yaptıklarına aldırış etme! Şüphesiz Rabbin, kimin doğru yoldan saptığını ve kimin doğru yol üzere yürüdüğünü çok iyi bilir.
  31. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Böyle olduğu için O, kötülük işleyenleri yaptıkları yüzünden cezalandırır, iyilik yapanlara ise daha güzeliyle mükâfat verir.
  32. O iyilik yapanlar ki, ufak tefek kusurlar dışında büyük günahlardan ve yine büyük günah olan çirkin ve hayâsız işlerden sakınırlar. Şüphesiz Rabbinin bağışlaması çok geniştir. Sizi topraktan yarattığı zamanki hâlinizi de, annelerinizin karınlarında cenin olarak bulunuşunuzu da en iyi bilen O’dur. Şu halde nefislerinizi temize çıkarmayın, kendinizi hatasız görmeyin. Çünkü O, kimin Rabbine derin bir saygı duyup günahlardan titizlikle kaçındığını da çok iyi bilir.
  33. Rasûlüm! Gördün mü Allah’a itaatten ve gerçeğe uymaktan yüz çevireni,
  34. Malından az bir şey verip de gerisini sert kaya gibi elinde sımsıkı tutanı?
  35. Yoksa gaybın bilgisi kendi yanında bulunuyor da, oradan bakıp geleceği mi görüyor?
  36. Peki ona bildirilmedi mi; Mûsâ’nın kitabında bulunan şu hikmet dolu öğütler?
  37. Ve çok vefakâr İbrâhim’in sahifelerinde yer alan şu ilâhî prensipler:
  38. Hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez ve onunla yargılanmaz.
  39. İnsan için yalnız kendi çalıştığının karşılığı vardır.
  40. Çalışmasının karşılığı da yakında kendisine gösterilecektir.
  41. Sonra ona emeğinin karşılığı tastamam ödenecektir!
  42. Elbette son varış yeri Rabbinin huzuru olacaktır!
  43. Doğrusu güldüren de O’dur, ağlatan da!
  44. Öldüren de O’dur, yaşatan da!
  45. O’dur, iki cinsi, erkek ve dişiyi yaratan;
  46. Bir damlacık sudan, ana rahmine atıldığı an!
  47. Şüphesiz ölü bedenleri kıyâmette yeniden diriltmek O’na aittir.
  48. Zengin eden de O’dur, fakir kılan da!
  49. Müşriklerin taptığı Şi‘râ yıldızının Rabbi de ancak O’dur!
  50. Doğrusu önceki Âd kavmini de O helâk etti.
  51. Semûd’u da helâk edip geriye hiçbir iz bırakmadı.
  52. Daha önce Nûh kavmini de O helâk etmişti. Doğrusu onlar hem çok zâlim, hem de çok azgın idiler.
  53. Ayrıca, altı üstüne getirilen Lût kavminin yaşadığı şehirleri de yerin dibine O geçirdi.
  54. Onları, üzerlerine yağan felâketlere gömdü!
  55. Şimdi ey insan! Rabbinin hangi nimetlerinden şüphe edebilirsin?
  56. Kur’an ve Peygamber, Allah’ın azabını haber veren önceki uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.
  57. Yaklaşan kıyâmet iyice yaklaştı.
  58. O an gelip çattığında Allah’tan başka hiçbir güç ona engel olamayacaktır!
  59. Yoksa şimdi siz ebedî mutluluğa çağıran bu söze, Kur’an’a mı şaşıyorsunuz?
  60. Hep gülüyorsunuz da, hiç ağlamıyorsunuz!
  61. Büyük bir gaflet içinde kafa tutuyor, oyalanıp duruyorsunuz! Bundan vazgeçin!
  62. Haydin artık Allah için secdeye kapanın ve yalnızca O’na kulluk edin!
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir