Peygamberimizin Hz. Hatice (r.a.) İle Evlenmesi
Meysere, Şam seyahati esnasında gördüğü harikulade hadiseleri, Peygamber Efendimiz’in suret ve siret güzelliklerini ve müstesna hallerini, dönüşte Hazret-i Hatice’ye tafsilatlı bir şekilde anlattı. Bunun üzerine Hatice validemizde Muhammed (a.s.) ile evlenme isteği hasıl oldu.
Hazret-i Hatice’nin arkadaşı Nefise bint-i Ümeyye, bu izdivacın nasıl geliştiğini şöyle anlatır:
“Hatice bint-i Huveylid, becerikli, gayretli, sağlam karakterli ve şerefli bir hanım idi. Kavminin erkekleri onunla evlenmek için can atarlardı. Lakin Hazret-i Hatice, Efendimizin karakter ve şahsiyetine hayrandı. Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Şam ticaretinden döndükten sonra Hatice, kendisiyle evlenmek isteyip istemeyeceğini anlamak maksadıyla beni O’na gönderdi:
«−Ey Muhammed! Sen niçin evlenmiyorsun?» diye sordum.
«−Maddi imkanım yokken nasıl evlenebilirim?» dedi.
«−Eğer imkanın olsa mal, şeref ve güzellik sahibi bir kimse ile evlenir misin?» diye sordum.
«−Kim bu hanım?» dedi.
«−Hatice!» dedim.
«−Sence bu mümkün mü?» dedi.
«−Orasını bana bırak!» dedim.
«−O halde, ben de senin dediğini yaparım!» dedi.
Hemen gidip durumu Hatice’ye bildirdim.” (İbn-i Sa’d, I, 131)
Hazret-i Hatice, Nefise Hatun’un müjdesi üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz’e izdivac teklifinde bulundu. alemlerin Efendisi bu durumu amcası Ebu Talib’e haber verdi. Ebu Talib, Hazret-i Hatice’nin amcası Amr bin Esed’e gitti ve dünürlükte bulundu.
Ebu Talib ve Hazret-i Hatice’nin amcaoğlu Varaka bin Nevfel, karşılıklı nikah hutbesi okudular. Daha sonra Hazret-i Hatice’nin amcası Amr, ayağa kalkarak:
“–Ey Kureyş cemaati! Şahit olunuz ki ben, Hatice bint-i Huveylid’i Muhammed bin Abdullah’a nikahladım!” dedi.
Resulullah Hazret-i Hatice’ye mehir olarak 20 genç deve verdi.
Peygamber Efendimiz Hz. Hatice ile Kaç Yaşında Evlendi?
Varlık Nuru, evlendiğinde 25 yaşlarında bulunuyordu. Talihli ve asil kadın Hazret-i Hatice ise, Varlık Nuru’ndan on beş yaş büyük, çocuklu ve dul bir hanımdı.
Hazret-i Hatice validemiz, malı ve canı ile Peygamber Efendimiz’e yeni bir güç kaynağı oldu.
Şerefli bir aileye mensub olan Hazret-i Hatice’ye yüksek ahlakı sebebiyle İslam’dan önce “Afife” ve “Tahire”, İslam’dan sonra da “Haticetü’l-Kübra” denilmiştir.[4]
Allah Resulü:
“Zamanının en hayırlı kadını Meryem bint-i İmran idi. Bu zamanın en hayırlı kadını da Hatice bint-i Huveylid’dir.” buyurmuştur. (Buhari, Menakıbu’l-Ensar, 20; Müslim, Fedailu’s-Sahabe, 69)