1. Anasayfa
  2. DİNİ BİLGİLER

Mute Savaşı Tarihi ve Sonuçları

Mute Savaşı Tarihi ve Sonuçları
Mute Savaşı Tarihi ve Sonuçları
0

Mute Savaşı Kısa Özeti

Gassani-hıristiyan Arapları’nın reislerinden Şürahbil b. Amr’ın, Resulullah’ın bir mektubunu Busra-Filistin valisine götürmekte olan Haris b. Umeyr’i öldürerek kabileler ve devletler arası bir teamülü bozması Hz. Peygamber’i ciddi bir tavır almaya sevketti. Hemen bir ordu hazırlığına girişen Resul-i Ekrem kısa zamanda ortaya çıkan 3000 kişilik kuvvetin kumandanlığına sırasıyla Zeyd b. Harise, Ca‘fer b. Ebu Talib ve Abdullah b. Revaha’yı getirdi. Bunlardan biri şehid olduğu takdirde diğeri kumandayı ele alacaktı; hepsi şehid düşerse müslümanlar kendi aralarından birini kumandan seçeceklerdi. Hz. Peygamber ordunun elçinin öldürüldüğü yere kadar ilerlemesini, oradakileri İslamiyet’e davet etmelerini, kabul ettikleri takdirde savaşmamalarını emretti. Bu arada çocukları, kadınları, yaşlıları, manastırlara çekilmiş insanları öldürmemelerini, hurmalıklara zarar vermemelerini, ağaçları kesmemelerini, binaları yıkmamalarını tembih etti (Vakıdi, II, 758; İbn Sa‘d, II, 128). Bazı rivayetlerde Resul-i Ekrem’in müslüman olmadıkları takdirde cizye teklif edilmesini istediği kaydedilmektedir. Ancak bu tarihte cizye ayeti (et-Tevbe 9/29) henüz nazil olmadığından bu rivayet doğru değildir (Fayda, s. 149).

Ordu Medine’den ayrıldıktan sonra kuzeye doğru ilerleyip Vadilkura’ya ulaştı. Şürahbil b. Amr, müslümanların gelmekte olduğunu öğrenince kardeşi Sedus’u (veya Vebr) bir ordunun başında onlara karşı gönderdi. Sedus yapılan savaşta öldürüldü. Bunun üzerine Şürahbil kaleye sığındı. Müslümanlar Maan’a vardılar. Orada ordugah kurup konakladıkları sırada Bizans İmparatoru Herakleios’un kumandanı Theodoros’un ordusuyla karşılaştılar. Şürahbil kumandasında hıristiyan Arap kabilelerinin de katıldığı bu ordunun 100.000 veya 200.000 kişiden oluştuğu rivayet edilmektedir.

İslam kaynaklarında Mute Savaşı’nın sebebi zikredilirken Bizans ordusundan hiç bahsedilmemekte, ancak savaşın bu orduya karşı yapıldığı anlatılmaktadır. Bizans tarihçileri ise Bizans ordusunun Filistin’de bulunuş sebebini açıklamaktadır. Buna göre Herakleios, Sasaniler’e karşı zaferle sonuçlanan Nineva (Ninova) savaşının (Aralık 627) ardından İstanbul’a dönmüş, bir süre sonra, daha önce Sasaniler’in Kudüs’ü işgal ettiklerinde alıp götürdükleri büyük haçı yerine koymak üzere Allah’a adamış olduğu ziyareti yerine getirmek için Filistin’e gelmişti (Vasiliev, s. 252; Ostrogorsky, s. 96). İbn Sa‘d’ın, Rum kayserinin Sasaniler’e karşı üstün geldiği takdirde İstanbul’dan iliya’ya (Kudüs) kadar yalın ayak yürümeyi nezrettiği şeklindeki haberi de bu bilgiyi teyit etmektedir (e?-?aba?at, I, 259; ayrıca bk. Buhari, “Cihad”, 102; Fayda, s. 150-151).

Bizans ordusuyla karşı karşıya gelen müslümanlar Maan’da kaldıkları iki gün içinde vaziyeti müzakere ettiler. Bazıları, bu durumu Hz. Peygamber’e bildirip onun vereceği karara göre hareket edilmesini istedi. Bu sırada Abdullah b. Revaha savaş için at, silah ve sayı üstünlüğünün önemi olmadığını ifade ettikten sonra düşmanla savaşmak gerektiğini belirtti. Bunun üzerine savaşa karar verildi ve Maan’dan ayrılan İslam ordusu Meşarif’te Bizans ordusuyla karşılaştı. İki ordu Mute’de savaş düzenine geçti (Cemaziyelevvel 8 / Eylül 629). Birinci kumandan sıfatıyla sancağı taşıyan Zeyd b. Harise daha savaşın başında şehid düşünce kumanda Ca‘fer b. Ebu Talib’e geçti. Sağ eli kesilen Ca‘fer sancağı sol eline aldı, sol eli de kesilince iki koluyla göğsü arasında tuttu, fakat bir mızrak darbesiyle şehid oldu. Onun ardından sancağı Abdullah b. Revaha aldı. Bir süre sonra o da şehid düştü. Ka‘b b. Umeyr sancağı alıp Sabit b. Erkam’a verdi. Sabit Hz. Peygamber’in talimatı gereği bir kumandanın seçilmesini istedi. Kendisi kumandanlığı kabul etmeyince sancak Halid b. Velid’e teslim edildi. Bu sırada Resul-i Ekrem, Mescid-i Nebevi’de savaş alanında cereyan eden gelişmeleri, kumandanların birer birer şehid oluşunu nakletmiş ve, “En sonunda sancağı Allah’ın kılıçlarından bir kılıç aldı. Nihayet Allah mücahidlere fethi müyesser kıldı” demiştir (Buhari, “Megazi”, 44; İbn Hişam, IV, 23; Tecrid Tercemesi, X, 290 vd.). Halid b. Velid sağ kanattaki askerleri sol kanada, sol kanattakileri sağ kanada, geridekileri öne, öndekileri de geriye almak suretiyle yeni takviye birlikleri gelmiş izlenimi uyandırdı. Geri çekilirken zaman zaman düşmana zarar verip bir miktar ganimet de ele geçirerek İslam ordusunu Medine’ye getirmeyi başardı.

Mute Savaşı’nda İslam askerleri sayıca kendilerinden çok üstün olan düşman ordusuna karşı metanetle savaştılar. Savaşa katılanlardan Abdullah b. Ömer, Ca‘fer’in göğsünde elli kadar kılıç ve ok yarası olduğunu söyler. Hz. Peygamber’in, kesilen iki eline karşılık iki kanatla müjdelediği Ca‘fer daha sonra Ca‘fer-i Tayyar diye anılmıştır. Halid b. Velid’in, “Mute Savaşı’nda elimde dokuz kılıç parçalandı, yalnız ağzı enli Yemani bir kılıcım vardı, elimde o dayanabildi” dediği kaydedilmektedir (Buhari, “Megazi”, 44; İbn Sa‘d, IV, 38; İbn Kesir, III, 465; Tecrid Tercemesi, X, 289-290).

Müslümanlardan Zeyd b. Harise, Ca‘fer b. Ebu Talib, Abdullah b. Revaha, Abbad (Ubade) b. Kays, Mes‘ud b. Esved, Vehb b. Sa‘d, Haris b. Nu‘man, Süraka b. Amr b. Atıyye el-Mazini, Ebu Küleyb (Kilab) b. Amr, Cabir b. Amr, Amr b Sa‘d, amir b. Sa‘d, Abdullah b. Sa‘d, Süveyd b. Amr ve Mes‘ud b. Süveyd olmak üzere on beş kişi şehid oldu. Hz. Peygamber şehidlerin ardından ağlamış, ancak ağıt yakıp feryat etmeyi yasaklamış, yakınlarının ve komşularının şehid ailelerine üç gün süre ile yemek götürmesini ve işlerine yardımcı olmasını tavsiye etmiştir. Bizzat kendisi Ca‘fer’in ev halkına üç gün yemek göndermiş, daha sonra oğullarını yanına alarak bakımlarını üstlenmiştir (Vakıdi, II, 766; İbn Hişam, IV, 22; İbn Sa‘d, VIII, 282).

İslam ordusunun sayıca kendisinden çok üstün olan düşmanla planlı şekilde vuruşarak Medine’ye ulaşması bir zafer sayılabilir. Medine’deki müslümanlar arasında İslam ordusunun bu şekilde dönmesini doğru bulmayanlar olmuşsa da Resul-i Ekrem bunun bir firar değil toparlanıp düşmanla tekrar karşılaşmayı amaçlayan bir hareket olduğunu bildirmiş, böylece dedikodulara son vermiştir (Vakıdi, II, 765; İbn Hişam, IV, 24; İbn Sa‘d, III, 129). Bugün Mute Savaşı’nın yapıldığı yerde tarihi Mute Mescidi’nin kalıntıları ve 500 m. yakınında şehid olan üç kumandanın türbeleri bulunmaktadır. Son zamanlarda Mute şehidlerinin adları bir anıta yazılmış, anıtın yanına bir cami (Camiu’l-meşhed) inşa edilmiştir. 1981 yılında Mute’de bir üniversite kurulmuştur.

Mute Savaşı Kim Kazandı

Müslümanlar tam bir zafer elde edemediler fakat Bizans da zafer kazanamadı. Sayıca Bizans ordusu üstün olmasına rağmen galip olamamıştır.

Mute Savaşı’nın Diğer Adı

Mute, Lut gölünün güneyinde Kerek’e 11, Kudüs’e 50 km. uzaklıkta geniş tarım arazilerine sahip bir yerdir. Burada yapılan savaş Hz. Peygamber katılmadığı için bir seriyye olmakla birlikte bazı kaynaklarda “gazve, ba‘s (ordu), yevm”, Resul-i Ekrem’in orduyu gönderirken üç kumandan tayin etmesinden dolayı da “ceyşü’l-ümera” (ba‘sü’l-ümera) diye de adlandırılmıştır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir