Hicr Suresi Arapça Oku
![Hicr Suresi - Arapça ve Türkçe Okunuşu 1 1 5](https://dinbilgisi.net/wp-content/uploads/2024/01/1-5.png)
![Hicr Suresi - Arapça ve Türkçe Okunuşu 2 2 5](https://dinbilgisi.net/wp-content/uploads/2024/01/2-5.png)
![Hicr Suresi - Arapça ve Türkçe Okunuşu 3 3 5](https://dinbilgisi.net/wp-content/uploads/2024/01/3-5.png)
![Hicr Suresi - Arapça ve Türkçe Okunuşu 4 4 5](https://dinbilgisi.net/wp-content/uploads/2024/01/4-5.png)
![Hicr Suresi - Arapça ve Türkçe Okunuşu 5 5 5](https://dinbilgisi.net/wp-content/uploads/2024/01/5-5.png)
![Hicr Suresi - Arapça ve Türkçe Okunuşu 6 6 5](https://dinbilgisi.net/wp-content/uploads/2024/01/6-5.png)
Hicr Suresi Arapça Dinle
Hicr Suresi Türkçe Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim.
- Elif lam ra tilke ayatul kitabi ve kur’anin mubin.
- Rubema yeveddullezine keferu lev kanu muslimin.
- Zerhum ye’kulu ve yetemetteu ve yulhihimul emelu fe sevfe ya’lemun.
- Ve ma ehlekna min karyetin illa ve leha kitabun ma’lum.
- Ma tesbiku min ummetin eceleha ve ma yeste’hırun.
- Ve kalu ya eyyuhellezi nuzzile aleyhiz zikru inneke le mecnun.
- Lev ma te’tina bil melaiketi in kunte minas sadıkin.
- Ma nunezzilul melaikete illa bil hakkı ve ma kanu izen munzarin.
- İnna nahnu nezzelnez zikre ve inna lehu le hafizun.
- Ve le kad erselna min kablike fi şiyaıl evvelin.
- Ve ma ye’tihim min resulin illa kanu bihi yestehziun.
- Kezalike neslukuhu fi kulubil mucrimin.
- La yu’minune bihi ve kad halet sunnetul evvelin.
- Ve lev fetahna aleyhim baben mines semai fe zallu fihi ya’rucun.
- Le kalu innema sukkiret ebsaruna bel nahnu kavmun meshurun.
- Ve le kad cealna fis semai burucen ve zeyyennaha lin nazırin.
- Ve hafıznaha min kulli şeytanin recim.
- İlla menisterakas sem’a fe etbeahu şihabun mubin.
- Vel arda medednaha ve elkayna fiha revasiye ve enbetna fiha min kulli şey’in mevzun.
- Ve cealna lekum fiha meayişe ve men lestum lehu bi razıkin.
- Ve in min şey’in illa indena hazainuhu ve ma nunezziluhu illa bi kaderin ma’lum.
- Ve erselner riyaha levakıha fe enzelna mines semai maen fe eskaynakumuh, ve ma entum lehu bi hazinin.
- Ve inna le nahnu nuhyi ve numitu ve nahnul varisun.
- Ve le kad alimnel mustakdimine minkum ve le kad alimnel muste’hırin.
- Ve inne rabbeke huve yahşuruhum, innehu hakimun alim.
- Ve le kad halaknel insane min salsalin min hamein mesnun.
- Vel canne halaknahu min kablu min naris semum.
- Ve iz kale rabbuke lil melaiketi inni halikun beşeren min salsalin min hamein mesnun.
- Fe iza sevveytuhu ve nefahtu fihi min ruhi fekau lehu sacidin.
- Fe secedel melaiketu kulluhum ecmaun.
- İlla iblis, eba en yekune meas sacidin.
- Kale ya iblisu ma leke ella tekune meas sacidin.
- Kale lem ekun li escude li beşerin halaktehu min salsalin min hamein mesnun.
- Kale fahruc minha fe inneke recim.
- Ve inne aleykel la’nete ila yevmid din.
- Kale rabbi fe enzırni ila yevmi yub’asun.
- Kale fe inneke minel munzarin.
- İla yevmil vaktil ma’lum.
- Kale rabbi bi ma agveyteni le uzeyyinenne lehum fil ardı ve le ugviyennehum ecmein.
- İlla ıbadeke minhumul muhlasin.
- Kale haza sıratun aleyye mustekim.
- İnne ıbadi leyse leke aleyhim sultanun illa menittebeake minel gavin.
- Ve inne cehenneme le mev’ıduhum ecmain.
- Leha seb’atu ebvab, likulli babin minhum cuz’un maksum.
- İnnel muttekine fi cennatin ve uyun.
- Udhuluha bi selamin aminin.
- Ve neza’na ma fi sudurihim min gıllin ıhvanen ala sururin mutekabilin.
- La yemessuhum fiha nasabun ve ma hum minha bi muhrecin.
- Nebbi’ ibadi enni enel gafurur rahim.
- Ve enne azabi huvel azabul elim.
- Ve nebbi’hum an dayfi ibrahim.
- İz dehalu aleyhi fe kalu selama, kale inna minkum vecilun.
- Kalu la tevcel inna nubeşşiruke bi gulamin alim.
- Kale e beşşertumuni ala en messeniyel kiberu fe bime tubeşşirun.
- Kalu beşşernake bil hakkı fe la tekun minel kanıtin.
- Kale ve men yaknetu min rahmeti rabbihi illad dallun.
- Kale fe ma hatbukum eyyuhel murselun.
- Kalu inna ursilna ila kavmin mucrimin.
- İlla ale lut, inna le muneccuhum ecma’in.
- İllemre’etehu kadderna inneha le minel gabirin.
- Fe lemma cae ale lutınil murselun.
- Kale innekum kavmun munkerun.
- Kalu bel ci’nake bi ma kanu fihi yemterun.
- Ve eteynake bil hakkı ve inna le sadikun.
- Fe esri bi ehlike bi kıt’ın minel leyli vettebı’ edbarehum ve la yeltefit minkum ehadun vamdu haysu tu’merun.
- Ve kadayna ileyhi zalikel emre enne dabire haulai maktuun musbihin.
- Ve cae ehlul medineti yestebşirun.
- Kale inne haulai dayfi fe la tefdahun.
- Vettekullahe ve la tuhzun.
- Kalu e ve lem nenheke anil alemin.
- Kale haulai benati in kuntum failin.
- Le amruke innehum le fi sekretihim ya’mehun.
- Fe ehazethumus sayhatu muşrikin.
- Fe cealna aliyeha safileha ve emterna aleyhim hıcareten min siccil.
- İnne fi zalike le ayatin lil mutevessimin .
- Ve inneha le bi sebilin mukim.
- İnne fi zalike le ayeten lil mu’minin.
- Ve in kane ashabul eyketi le zalimin .
- Fentekamna minhum, ve innehuma le bi imamin mubin.
- Ve le kad kezzebe ashabul hıcril murselin.
- Ve ateynahum ayatina fe kanu anha mu’rıdin.
- Ve kanu yanhıtune minel cibali buyuten aminin.
- Fe ehazethumus sayhatu musbıhin.
- Fe ma agna anhum ma kanu yeksibun.
- Ve ma halaknes semavati vel arda ve ma beynehuma illa bil hakk, ve innes saate le atiyetun fasfehıs safhal cemil.
- İnne rabbeke huvel hallakul alim.
- Ve le kad ateynake seb’an minel mesani vel kur’anel azim.
- La temuddenne ayneyke ila ma metta’na bihi ezvacen minhum ve la tahzen aleyhim vahfıd cenahake lil mu’minin.
- Ve kul inni enen nezirul mubin.
- Ke ma enzelna alel muktesimin.
- Ellezine cealul kur’ane ıdin.
- Fe ve rabbike le nes’elennehum ecmain.
- Amma kanu ya’melun.
- Fasda’ bi ma tu’meru ve a’rıd anil muşrikin.
- İnna kefeynakel mustehziin.
- Ellezine yec’alune meallahi ilahen ahar, fe sevfe ya’lemun.
- Ve le kad na’lemu enneke yadiku sadruke bi ma yekulun.
- Fe sebbih bi hamdi rabbike ve kun mines sacidin.
- Va’bud rabbeke hatta ye’tiyekel yakin.
Hicr Suresi Türkçe Dinle
Hicr Suresi Türkçe Anlamı
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
- Elif, Lam, Ra. Bunlar işte sana Kitabın ve gerçekleri açıklayan bir Kur’an’ın ayetleridir.
- Bir zaman gelecek, küfredenler, müslüman olsaydılar diye arzu çekecekler.
- Bırak onları, yesinler, içsinler, keyif sürsünler ve emel kendilerini oyalasın; sonra bilecekler!
- Biz, hiçbir memleketi herhalde bilinen bir yazısı olmaksızın helak etmedik.
- Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.
- Bir de Onlar: “Ey kendisine kitap indirilmiş olan, sen mutlaka delisin!
- Eğer doğru söyleyenlerden isen, getirsene o melekleri bize!” dediler.
- Biz, o melekleri ancak hak ile indiririz ve o zaman, onlara göz açtırılmaz.
- Şüphe yok ki, o Kur’an’ı Biz indirdik. Biz; her halde onu muhafaza da edeceğiz!
- Yüceliğime andolsun ki, senden önce, geçmiş topluluklar içinden de peygamberler gönderdik.
- Ve onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki, onunla alay ediyor olmasınlar.
- Biz böylece suçluların kalplerine sokarız onu.
- Geçmiş milletlerin başına gelenler önlerinde geçmişken yine de ona iman etmezler.
- (14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalardı: “Herhalde gözlerimiz döndürüldü; belki de biz büyüye tutulmuş bir topluluğuz.” diyeceklerdi.
- (14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalardı: “Herhalde gözlerimiz döndürüldü; belki de biz büyüye tutulmuş bir topluluğuz.” diyeceklerdi.
- Şanım hakkı için biz, gökte burçlar yaptık ve onu seyredenler için süsledik.
- Bir de onu lanetlenmiş her şeytandan koruduk.
- Ancak kulak hırsızlığı yapan olursa, onu da parlak bir alev takip etmektedir.
- Yeri de döşeyip yaydık, ona ağır baskılar bıraktık ve onda ölçülü herşeyden bitirdik.
- Orada size ve sizin rızıklarını vermediğiniz kimselere geçim yolları sağladık.
- Hazineleri, Bizim yanımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Fakat Biz onu, ancak belirli bir ölçü ile indiririz.
- Bir de aşılayıcı rüzgarlar gönderdik de gökten bir su indirip sizi onunla suladık. Onu depolarda tutan da siz değilsiniz.
- Her halde Biz, kesinlikle hem hayat verir, hem öldürürüz. Hepsine varis de Biziz.
- Andolsun ki içinizden öne geçmek isteyenleri de geri kalmak isteyenleri de bilmekteyiz.
- Muhakkak Rabbin onları hep toplayacaktır. Gerçekten O, hikmet sahibidir, herşeyi bilendir.
- Gerçekten Biz, insanı kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattık.
- Cini ise, daha önce zehirleyici şiddetli ateşten yaratmıştık.
- Ve düşün o vakti ki, Rabbin meleklere: “Ben, kuru bir çamurdan biçimlendirilmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım.
- Bunun için, Ben onu muntazam bir insan kıvamına getirip içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun için secdeye kapanın!”
- Bunun üzerine bütün melekler hep birden secde ettiler.
- Ancak iblis, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.
- Allah: “Ey iblis, sen neden secde edenlerle beraber olmadın?” dedi.
- İblis: “Benim, kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattığın bir insana secde etmem olacak şey değildir!” dedi.
- Allah: “O halde çık oradan; çünkü sen, artık kovulmuşsundur!
- Ve bu lanet ceza gününe kadar üzerindedir.” dedi.
- İblis: “Ey Rabbim, öyle ise, bana onların kabirlerinden kaldırılacakları güne kadar mühlet ver!” dedi.
- (37-38) Allah: “Haydi, sen bilinen zamanın gününe kadar mühlet verilenlerdensin!” dedi.
- (37-38) Allah: “Haydi, sen bilinen zamanın gününe kadar mühlet verilenlerdensin!” dedi.
- Allah: “Ey Rabbim, beni azdırmana karşılık yemin ederim ki, kesinlikle ben yeryüzünde onlar için tezyinat yapacağım ve hepsini azdıracağım!
- Ancak içlerinden ihlasa erdirilen kulların hariç!” dedi.
- Allah: “Bu, ‘Garanti ederim.’ dosdoğru bir cadde.” dedi.
- Gerçekten senin, benim o kullarım üzerinde hiçbir hakimiyetin yoktur; ancak, azgınlardan sana uyanlar bunların dışındadır.
- Kesinlikle bunların topuna va’dedilen yer, cehennemdir.
- Onun yedi kapısı vardır. Her kapıya, onlardan bir grup ayrılmıştır.
- Elbette takva sahipleri, cennetlerde ve pınarlar içinde olacaklardır.
- “Rahatlık ve güvenlik içinde girin onlara!”
- Sinelerindeki kinleri soymuşuzdur, köşkler üzerinde kardeşler olarak karşı karşıya oturacaklardır.
- Orada kendilerine hiçbir zahmet dokunmaz; onlar, oradan çıkarılacak da değillerdir.
- Kullarıma haber ver, benim gerçekten çok bağışlayan ve merhamet eden olduğumu;
- bununla birlikte azabım da acı bir azaptır.
- Bir de onlara, İbrahim’in misafirlerinden sözet!
- Onlar, onun yanına girdiklerinde “Selam!” dediler. İbrahim: “Biz gerçekten sizden korkuyoruz!” dedi.
- Onlar: “Korkma, sana ilim sahibi bir oğul müjdeliyoruz.” dediler.
- İbrahim: “Beni mi müjdelediniz, bana ihtiyarlık gelip çatmışken artık beni neye dayanarak müjdeliyorsunuz?” dedi.
- Onlar: “Biz seni gerçek şeyle müjdeledik; onun için ümidini kesenlerden olma!” dedi.
- İbrahim: “Rabbimin rahmetinden sapıklığa düşenlerden başka kim ümidini keser?” dedi.
- Ey elçiler, bunun ardından göreviniz nedir? diye sordu.
- Onlar: “Haberin olsun, biz suçlu bir topluluğa gönderildik.
- Ancak, Lut ailesi başka; biz onların hepsini kesinlikle kurtaracağız.
- Yalnız karısı hakkında karar verdik; O, muhakkak kalacaklardandır.
- Elçiler Lut ailesine geldikleri zaman,
- Lut: “Siz, gerçekten ürkülecek bir topluluksunuz.” dedi.
- Onlar: “Hayır, biz sana onların şüphe edip durduklarını getirdik.
- Sana gerçekle geldik, emin ol biz doğru söyleyenleriz.
- Hemen gecenin bir bölümünde aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiçbir kimse arkasına bakmasın ve emrolunduğunuz yere geçin gidin!”
- Ona kesin olarak şu emri vahyettik: “Sabaha çıkarken şunların arkaları katiyyen kesilecek.”
- Şehir halkı da haber alıp keyifle gelmişlerdi.
- Lut onlara: “Aman ha, onlar benim konuklarımdır; artık beni rezil etmeyin.
- Allah’tan korkun, beni utandırmayım” dedi.
- Onlar: “Biz sana aleme karışmayı yasaklamadık mı?” dediler.
- Lut: “İşte şunlar kızlarım, eğer yapacaksanız!” dedi,
- Resulüm, ömrüne yemin ederim ki, gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı.
- Derken, güneş doğmaya başlarken onları, o sayha, korkunç ses tutuverdi.
- Derhal şehirlerinin üstünü altına getirdik ve balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık üzerlerine.
- Elbette bunda düşünce ve anlayışı olanlara deliller vardır.
- Ve o harabe yol üstünde duruyor.
- Kesinlikle bunda imanı olanlar için bir ibret vardır.
- Gerçekten Eyke halkı da zalim kimselerdi.
- Onlardan da intikam aldık, ikisi de apaçık önde bulunuyorlar.
- Gerçekten Hicr halkı da peygamberleri yalanladılar
- Biz onlara ayetlerimizi vermiştik, fakat onlardan yüz çeviriyorlardı.
- Dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı.
- Bunları da sabahleyin korkunç ses tutuverdi.
- Kazanmakta oldukları şeylerin kendilerine hiç faydası olmadı.
- Öyle ya, Biz gökleri, yeri ve aralarındakileri, ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık ve şüphesiz o saat mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara iyi davran.
- Çünkü senin Rabbin, herşeyi yaratan, herşeyi bilendir.
- Andolsun ki, sana namazlarda tekrarlanan yedi ayeti (Fatiha’yı) ve Yüce Kur’an’ı verdik.
- Sakın, o kafirlerden bir takımlarını zevkyab ettiğimiz şeylere göz atma, onlara karşı üzülme ve müminlere kanadını indir.
- Ve de ki: “Benim o apaçık uyarıcı ben!”
- Tıpkı o taksim edenlere indirdiğimiz gibi.
- O Kur’an’ı kısım kısım ayıranlara.
- (92-93) Rabbin hakkı için, Biz onların hepsine mutlaka ve muhakkak bütün yaptıklarını soracağız.
- (92-93) Rabbin hakkı için, Biz onların hepsine mutlaka ve muhakkak bütün yaptıklarını soracağız.
- Şimdi sen ne ile emrolunduysan, kafalarına çatlat ve Allah ‘a ortak koşanlara aldırma!
- Herhalde Biz, o alay edenlerin hakkından gelmek için sana yeteriz.
- Allah ile birlikte başka bir ilah edinen o herifler bilirler geleceği.
- Andolsun ki, onların sözlerine gerçekten içinin sıkıldığını biliyoruz.
- O halde Rabbine hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!
- Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et!