Peygamberimiz Kurbanı Nasıl Keserdi?

Peygamberimiz Kurbanı Nasıl Keserdi?

Kurban Bayramı, Müslümanlar tarafından Hicri takvime göre Zilhicce ayının 10. gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayramdır.

Bıçaklar Bilenecek ve Hayvandan Gizlenecek

Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Ey Fatıma! Kalk kurbanının yanında bulun, şunu iyi bil ki onun kanından yere düşen ilk damla ile, işlemiş olduğun (küçük) günahlar affedilir.” (Hakim, IV, 247/7524; Heysemi, IV, 17; Beyhaki, Şuab, V, 483)

Peygamberimiz, bıçakların bilenerek hayvanlardan gizlenmesini emretmiş ve şu tenbihte bulunmuştur: “Biriniz hayvanını keseceği zaman, o işi hızlı yapsın!” (İbn-i Mace, Zebaih, 3)

“Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir. Öldürdüğünüzde bile en güzel tarzda öldürünüz! Kestiğiniz zaman da kesmeyi en iyi şekilde yapınız! Her biriniz bıçağını bilesin ve hayvanını rahatlatsın!” (Müslim, Sayd, 57; Tirmizi, Diyat, 14/1409; Ebu Davud, Edahi, 11-12/2815)

Burada hayvanı rahatlatmaktan maksat, bıçağı bileyerek hayvanın boğazına süratle sürüp kesimi çabuk yapmak ve hayvanı okşamak gibi şeylerdir.

Hayvanı Kesip Kanı Boşalana Kadar Beklemek

Peygamberimiz koyun kesen birini görmüştü. Adam, kesmek üzere koyunu yere yatırdıktan sonra bıçağını bilemeye çalışıyordu. Bu katı ve duygusuz davranış karşısında, Peygamber Efendimiz şu ikazda bulundu:

“–Hayvanı defalarca mı öldürmek istiyorsun? Bıçağını, onu yere yatırmadan önce bilesen olmaz mıydı?” (Hakim, IV, 257, 260/7570)

Peygamberimiz (S.A.V.) derisini ve boğazının bir kısmını kesip bırakarak hayvanı ölünceye kadar bu şekilde terk etmeyi yasaklamıştır. Boğazın iki tarafındaki şah damarları ile yemek ve nefes boruları iyice kesilmelidir. Hayvanı kestikten sonra biraz bekleyerek, vücudundaki kanın iyice boşalması sağlanmalı ve hayvan can çekişirken hemen yüzmeye başlanmamalıdır. Kurban kesilirken oturmayıp, kan tamamen akıncaya kadar hürmeten ayakta beklemek de salihlerin adetlerindendir.

Peygamberimizin Kurban Kesmesi

Cabir (r.a.), Peygamber Efendimizin kurban kesmesini şöyle anlatır: “Resulullah, kurban günü alacalı ve boynuzlu iki koç kesti. Onları (yatırıp kıbleye) yöneltince: Ben hanif olarak (Allah’ı bir tanıyarak), yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim (En’am 6/79) De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi alemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim ayetlerini okudu ve:

Ey Rabbim! (Bu kurban bize) sendendir ve senin için kesiyoruz. Muhammed (s.a.v) ve ümmeti adına kesiyorum. Bismillahi vallahu ekber! deyip koçu kesti.” (Ebu Davud, Edahi, 3-4/2795; İbn-i Mace, Edahi, 1)

Kurban Kesince Etinden Yenmeli ve Başkalarına İkram Edilmeli

Bu davranış, hacılara benzemek ve Müslümanlar arasındaki inanç birliğinin, mümkün mertebe cihanşümul karakterde davranış birliğine dönüşmesine katkıda bulunmak içindir. Böyle davranmanın diğer bir hikmeti de, kurban kesen kişinin bütün hücreleriyle birlikte cehennemden azad olmasını sağlamaktır. Çünkü Cenab-ı Hak, kurban edilen hayvanın her bir azasına mukabil, kurban kesen kulunun o uzvunu cehennemden azad etmektedir. Kurban, usulünce kesilip parçalandıktan sonra etinden yemeli ve başkalarına da ikram etmelidir.

Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “…Artık ondan, hem kendiniz yiyin, hem de yoksula, fakire yedirin!.” (Hac 22/28, 36) Müstehap olan, kurbanı üçe taksim edip bir kısmını evde yemek, bir kısmını eşe dosta ikram etmek, bir kısmını da fukaraya dağıtmaktır. (Ebu Davud, Edahi, 910/2813)

Kurbanın derisini ve istifade edilen diğer kısımlarını evde kullanmak caiz ise de, satıp parasını almak caiz değildir. Satıldığı takdirde, kıymetinin tasadduk edilmesi lazımdır. Yine kurbanlık hayvanın kesilmeden evvel sütünden, yününden istifade edilmesi hoş görülmemiş, şayet kullanıldıysa bedelinin fakirlere verilmesi istenmiştir. Müslim, Edahi, 39-42; Ebu Davud, Edahi, 2-3/2791.

Kurbanın kesilip parçalanması esnasında temizliğe ve sıhhi şartlara azami derecede dikkat etmek lazımdır. Sokakları ve çevreyi kirleterek çirkin koku ve manzaralara meydan verilmemelidir.

Yorum gönder